Diyetisyenler için SEO, dijital medyada bulunabilir olmaları için hayati öneme sahiptir. Bir internet sitesi kurup üzerine hiçbir eylemde bulunmadan danışanların diyetisyenlere ulaşması, pek de olası değil. Zira Google ve diğer tüm arama motorları, sitelerin ait oldukları markalar, firmalar ve/veya kişiler üzerinden, yeterli pazarlama yapmalarını bekliyor. Diyetisyenler için dijital pazarlama stratejileri de işte bu noktada öne çıkıyor.
Diyetisyenlik, tıbbi branşların bir koludur ve pazarlama uygulamaları doktorların tabi olduğu bazı kanuni sınırlamalara tabidir. Ayrıca etik değerler ve rekabetin engellenmesi de bu sektörün önemli değerleri içerisinde sayılıyor. Bu durumda diyetisyenler için pazarlama ve elbette SEO, biraz daha zorlu hale geliyor.
Uzmanlık ve deneyimle donatılan SEO uzmanlığı, diyetisyen siteleri için SEO uygulamalarında başarı getirir. Arama sonuçlarında olmak istediğiniz konum hedefine, bu sayede ulaşmanız mümkündür. Arama motoru optimizasyonu, alelade ve basit bir iş değildir. Meslek gruplarına özel olarak yapılan çalışmalarda ise hassas dengeler söz konusudur.
Pekiyi bize SEO gerekli mi? Diyetisyen pazarlama yapmalı mı? Öncelikle buradan başlayalım.
Danışanlar sizi nasıl buluyor?
Diyetisyenler, hekimlerle ortak çalışmak ve hekimlerin yönlendirdiği hastaları danışan yapmak gibi genel-geçer bir çalışma sistematiğine sahipler. Bu durumda, pazarlama ihtiyacı olmadığını düşünen pek çok diyetisyen mevcut.
Peki, danışanlar sizi seçmek zorunda mı? Doktorun size yönlendirmiş olması, sizi zorunlu kılıyor mu?
Kim, neyi, nasıl seçiyor?
Günümüz iletişim dünyasında, insanların tercih etme sistematikleri eskiye göre çok başkadır. Öncelikle seçeneksiz olmayan kitle, araştırma yapmak için de ciddi enstrümanlara sahiptir. İster bir diyetisyen ister kalp cerrahı veya bir su tesisatçısı; hedef kitleniz sizin hakkınızda bilgiye artık çok kolay ulaşır. Kuzenine telefon etmek kadar kolay bu işlem neticesinde, kimsenin tavsiyesine ihtiyacı olmadan karar verebilir.
Bu noktada, negatif enformasyon elde edilmesi durumunu bir kenara koyup hiçbir bilgiye ulaşmama durumuna odaklanmak gerekiyor.
Eğer dijital medyada yoksanız, yoksunuzdur…
Kullanıcılar tercihte bulunurken, hizmet verenlerin herkesi koşulsuz tatmin edemeyeceğini bilirler. Hakkınızda yapılacak birkaç negatif yorum, esasen karar verme durumu üzerinde belirleyici olmayabilir. Çok fazla negatif yorum olması elbette bir sorundur ancak hiç olmaması, büyük bir şaibe anlamına gelir.
Hakkında, günümüz yaygın medyası olarak kabul edilen internet ortamında hiçbir bilgi olmayan herhangi bir kişi, kitle tarafından iki farklı şekilde yorumlanır.
1 – Meslekte çok yeni
2 – Gerçek bir kişi değil veya saklamak durumunda olduğu bir şeyler var
Kimi meslek mensuplarının sandığı gibi; “yeni danışana ihtiyacı olmayacak kadar yoğun, bu sebeple de pazarlama yapmıyor.” İnancı oluşmaz. Kitle, konuya böyle bakmaz ve hakkınızda veriye ulaşmak ister. Eğer bu veri yoksa, olanlarla ilgilenecektir.
“Danışan sayısını artırmaya ihtiyacım yok.” Sorunsalı
Bireysel iş yapan ve zaman sınırı nedeniyle, belli sayıda kişiye hizmet veren meslek gruplarında, pazarlamadan kaçınmak için kanaatkâr bir tutum dünyaya gelir. Kimi meslek mensupları, o kadar kanaatkardır ki, “bu bana yeter” bilinciyle hiç kendilerini yormazlar.
Fakat zaman ilerledikçe, zaman sınırı kendilerine eşit olan diğer meslek mensuplarının çok daha yüksek birim ücretlerle danışan kabul ettiklerine şahit olup, buna içerlerler. Bir süre sonra harekete geçmek ve kanaat konusunu biraz kenara bırakmak fikri geliştiğinde ise mesleğe aynı anda başladıkları meslek arkadaşlarının bilinirliğine erişmeleri imkânsız hale gelir.
Şartlar değişiyor. Dünya değişiyor. Eski tercih mekanizmaları ve araştırma yöntemler artık yok. Kanaatkâr olmakta bir sorun elbette yok. Ancak bunu, mecbur olduğunuz pazarlama etkinliklerini engeller boyutta tutmanın da çok doğru olmadığının bilincinde olmak gerekiyor.
Diyetisyen Nasıl Pazarlama Yapmalı?
Diyetisyenlerin pazarlama yaparken, ellerinde çok fazla enstrüman vardır. Dijital medyanın sunduğu araçların etkili kullanılması durumunda, kolayca ve hızla medya bilinirliği elde etmek mümkündür. Tabii bunun için uzman bir ekiple ve sıkı çalışmak gerekir. Biraz da maliyete katlanmak elbette zorunlu…
Dijital pazarlama, pazarlamanın genel ilkeleri itibariyle geleneksel pazarlamadan ayrışmaz. Ancak kullanılan araçlar ve kullanım yöntemi bakımından çok büyük farklar vardır.
SEO ve Dijital Pazarlama Kavramlarını Tanıyın
Markanızın veya isminizin günümüz koşullarında pazarlamasının yapılmasının en etkili yolu, hiç kuşkusuz dijital pazarlamadır. Dijital medya araçlarını etkili biçimde kullanarak, tüm internete bağlı kullanıcılara ve onların etki alanlarına ulaşabilirsiniz. Diyetisyenler için dijital medyanın oldukça etkili olduğu ise diğer örnekler üzerinden kolaylıkla anlaşılabilir.
Pek çok diyetisyen, iyi yönetilen dijital medya araçlarını kullanarak, düzenli kitle iletişimi kurarlar. Bu sayede sadece anlık olarak randevu vermek ve danışan kazanmak değil, uzun vadeli bilinirlik sahibi olurlar.
Tabii dijital medyada isim sahibi olmak, fiziksel dünya gibi belli bir zaman ister. Bugün karar verip, yarın dijital medyada yaygın bir imaj sahibi olmak mümkün değildir. Ayrıca bu uygulamaların belli bir süre için kullanımı da işe yaramaz. Dijital pazarlama düzenli olarak devam etmelidir.
Diyetisyenler için SEO neye yarar?
Diyetisyenler için SEO, potansiyel danışanların yapacakları aramaların Google sonuçlarında, ilk sıralarda yer almak anlamına gelir. Örneğin; “kilo nasıl verilir?” gibi bir arama yapan kullanıcının, sizin sitenize ulaşması ve ona verdiğini kapsamlı bilgiler neticesinde size güven duyması, onun danışanınız olması ihtimalini güçlendirir. Bu arama terimi örnekleri artırılabilir. SEO, yani arama motoru optimizasyonu uygulamalarında, anahtar kelime sayısı; pazarlama kampanyasının hacmi oranında, sınırsızıdır.
Diyetisyenler için Dijital Medya Pazarlaması Nasıl Yapılır?
Diyetisyenler için dijital pazarlama ve SEO, iç içe geçmiş uygulamalardır. Aslında bunu; “Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?” paradoksuna benzetmek mümkündür. SEO, modern tanımı ile kapsamlı ve nitelikli dijital pazarlama gerektiren bir uygulama iken, dijital pazarlamanın da bir bileşeni olarak tanımlanır. Yani aslında birini iyi yapmak, ötekini de doğal olarak getirir.
Dijital pazarlama yaparken aşağıdaki temel araçları kullanıyoruz.
- Web siteleri
- Sosyal medya platformları
- Rehber ve indeksler
- Basın yayın kuruluşları
- Dijital Reklamlar
Web
Web siteleri, dijital pazarlamanın ve esas olarak SEO uygulamalarının temelidir. Eğer bir web siteniz yoksa, anahtar kelime odaklı SEO uygulamalarında yönlendirmeyi, kendi kurumsal kimlik ortamınıza yapamazsınız. Başka bir deyişle, bir siteniz yoksa aramalarda görüneceğiniz bir yeriniz de yok demektir. Sonuç olarak web sitesi, kurumsal kimliğimizin ve dijital pazarlama operasyonlarımızın ana omurgasını oluşturur.
Sosyal Medya
Sosyal medya platformları, günümüz dijital medyasının en yoğun etkinlik alanlarıdır. Her ne kadar kullanıcılar aramaları, arama motorları ile yapıyor olsa da etkinlik ortamları sosyal medyadır. Sosyal medyayı, doğrudan pazarlama alanı olarak kullanmaktan çok, hedef kitle ile etkileşim ortamı olarak kullanırız. Diyetisyenler için sosyal medya yönetimi uygulamalarında, bu oldukça efektif sonuçlar verir.
Rehber ve İndeksler
Doktorların, psikolog ve diyetisyenlerin kendilerini tanıttığı ve kullanıcıların bilgi ve randevu alabildiği platformlar etkili dijital pazarlama araçlarıdır. Buralardaki imajın iyi olması, danışanların karar vermesi üzerinde önemli bir etkendir.
Basın Yayın
Hizmet sektörü mensupları, özellikle diyetisyenler gibi bireysel çalışanların isimlerini duyurmaları için basın yayın kuruluşlarının dijital sürümleri son derece etkilidir. Verilen hizmetle ilgili bilgilendirme içerikleri yayınlayarak, kitlenin dikkatini çekmek ve güven vermek mümkündür. Ayrıca basın duyuruları SEO üzerinde de etkilidir.
Reklamlar
Reklam, pazarlama uygulamalarının bir bileşeni olmakla birlikte; bizim pazarlama anlayışımız içerisinde en az yeri tutması gereken uygulamadır. Ciddi maliyetlerine karşın, uzun vadeli olmayan kısıtlı geri dönüşleri olan bu uygulamaların, belli fonksiyonlar için kullanılması uygun olabilir. Ancak pazarlama, bunun üzerine kurulmamalıdır.
2013 yılında Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Ziraat Bankası projelerinde ve ağırlıklı olarak sağlık sektöründe hizmet verdim. Şu anda Collified Reklam Ajansı’nın kurucu ortağı olarak Avrupa’daki pazara yönelik çalışan firmalara veri tabanlı dijital pazarlama hizmeti sunuyorum.