Sağlık turizminde SEO operasyonları, pazarlamanın temelini oluşturur. İnternet sitelerinin arama sonuçlarında görüntülenmesi ve mümkün olan en üst sıralarda çıkması, uzak ülkelerdeki hastaların ülkemize getirilmesinde en önemli etkinliktir. Doğal olarak sağlık turizminde SEO yaparken hangi dilleri tercih edeceğimizi de sorgularız. Esasında bu sorgulama, hedef kitlenin belirlenmesi veya hedef kitleye uygun pazarlama stratejisinin hazırlanması sarmalını ifade eder.
Sağlık turizmi yaparken tüm dillerde SEO yapmak doğru değildir. Zira her dil ayrı bir operasyon ve maliyet anlamına gelir. Her ne kadar konuyu çok iyi bilmeyenler, Türkçe bir site yapıp bunu otomatik çeviriyle arama motoru optimizasyonu kurallarına uygun hale getirebileceklerini düşünüyor olsalar da Durum böyle değildir. Hedef ülkenin dilinde çalışma yapılmaması halinde, faydalı içerik üretebilmek söz konusu olamaz. Dolayısıyla Google ve diğer arama motorlarının listeleme koşulları sağlanamaz.
Google’da sağlıkla ilgili aramalarda üst sıralarda çıkabilmek için, arama yapılan coğrafyada kullanılan ana dilde içeriklerin yayınlanmış olması gerekir. Burada konu yalnızca, arama yapılan dilin gramer özellikleri değil ilgili ülkedeki kullanıcıların, arama alışkanlıklarına ve arama niyetlerine uygun içerikler üretebilmektedir. Türkiye’deki bir hasta ile Hollanda’daki bir hastanın, beklentileri de arama niyetleri de arama kelimeleri de aynı olmayabilir. Dolayısıyla zaten baştan hata yapmış oluruz.
Sonuç olarak, sağlık turizmi SEO işlemleri hedef ülkenin dilinde yapılmalıdır.
Hangi dillerde SEO yapacağımızı nasıl belirleyeceğiz?
Hangi dillerde SEO yapacağımızın kararını vermek, gelişigüzel biçimde gerçekleşmez. Hedef ülkelerin pazarlama analizlerinin detaylı biçimde yapılması gerekir. Zira dilden önce hedef coğrafyanın seçilmesi gerekir. Bunun için de sağlık turizmi hizmeti sunabileceğiniz hedef coğrafyaları belirlemeniz gerekir.
Sağlık turizmi yapacağımız coğrafyaları belirlerken, ilgili ülkelerin belli parametrelerde hangi seviyede olduğuna bakarız. Bunlar başlıca aşağıdaki gibidir.
- İnternet kullanım oranı
Sağlık turizmi yapacağınız ülkede, internet veya arama motoru kullanımı oranı düşük ise bu ülkeye SEO yapmak mantıklı değildir. Ayrıca bazı ülkelerde Google yerine başka arama motorları kullanılıyor olduğundan, algoritmalara uygunluk çalışmaları yaparken bu arama motorlarının gereksinimleri dikkate alınmalıdır. Örneğin Çin’de, Google değil Baidu yaygın biçimde kullanılır. Benzeri şekilde Rusya’da Yandex daha yaygın kullanılan bir arama altyapısıdır. Zimbabve’de ise internet kullanımı yok denecek kadar azdır.
Bu ülkelerin özelliklerine uygun biçimde strateji geliştirebileceğimizi düşünüyorsak, ikinci adıma geçebiliriz.
- Satın alma gücü
Sağlık hizmeti sunacağımız yani sağlık turizmi yapacağımız ülkenin satın alma gücü en üst seviyede önemlidir. Zira hedef ülkedeki vatandaşlar, sağlık hizmetlerinin maliyetlerini karşılayabilecek gelir seviyesinde değil ise, bu ülkeler için SEO yapmak rasyonel olmaz. Zira bu ülkelerde Google’da ilk sırada çıkıyor olsak dahi, buradan hasta getirme potansiyelimiz diğer ülkelerden çok daha düşük olacaktır.
Hedef kitle seçimi yaparken, sağlık hizmetlerinin fiyatlarının ve ülkenin genel satın alma gücünün Türkiye’den yukarıda olmasını çoğunlukla tercih ederiz. Bunun aksine, ekonomik olarak bizden geri olsa da sağlık hizmetlerine erişemeyen ülkelerin vatandaşları bu kuralın istisnası olarak gösterilebilir.
Türkiye’ye, Avrupa’nın büyük ülkelerinden, Arap ülkelerinden, Amerika’dan, Güney Kore’den, Japonya’dan ve hatta Avustralya’dan hasta gelir. Ancak Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya, Asya ülkeleri ve Afrika’daki, Güney Afrika dışında kalan ülkelerin ülkemize sağlık turizmi için ilgi gösterme sıklığı düşüktür. Zira bizim fiyatlarımız onlar için bir miktar yukarıda kalır. Bu durumda da bu ülkelere pazarlama yapmaya çalışmak rasyonel olmaz.
- Seyahat alışkanlıkları
Kimi ülke vatandaşlarının ülkemize erişimi, mesafeler nedeniyle zor olabilir. Örneğin Japonlar Türkiye’ye yoğun ilgi gösteren bir toplum olsa da buradan ülkemize gelmek çok zor olduğu için Japonya’ya pazarlama yapmayı en son safhada düşünürüz. Benzeri şekilde Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri de zorlu ulaşım koşulları nedeniyle, ikinci planda tercih edilir.
Ancak Türkiye’nin çok önemli bir avantajı vardır. Dünya ekonomisinin çok büyük bir ağırlığının yer aldığı; Asya, Arap coğrafyası ve Avrupa’nın tam kesişim noktasında yer alırız. Bu da Avrupa’nın en uzak noktasından veya Arap ülkelerinden ülkemize erişimi birkaç saatlik uçuş seviyesine indirir. Dolayısıyla bu ülkeler kolaylıkla hedef ülkelerimiz olarak tercih edilebilir. Tabii yakın coğrafyamızdaki Balkan ülkeleri ve Rusya gibi ülkeler konusunda ekonomik analizi detaylı yapmamız koşuluyla.
- Sağlık hizmetlerine kendi ülkesinde erişebilirlik durumu
Sağlık hizmetleri, ülkemizde dünyanın pek çok ülkesine göre çok daha nitelikli olarak sunulur. Her ne kadar bizler şikâyet ediyor olsak da aslında Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha hızlı ve nitelikli sağlık hizmeti alabilir noktadayız. Bunun pek çok çeşitli sebebi bulunuyor.
Avrupa’da ise her ne kadar ekonomik imkanlar ve teknoloji donatısı bize göre daha kuvvetli olsa da insan gücü ve organizasyon yapısı bakımından bizden geride oldukları söylenebilir. Ayrıca Avrupa’da fiyatlar çok yüksek olduğundan, hastaların erişebilirlik sorunu da söz konusudur.
Öte yandan güney Asya ülkelerinin tamamı bizim gibi sağlık turizmi yaparlar. Bu ülkelerde sağlık turizmine erişim çok zor değildir. Gerek devlet tarafından sunulan hizmetler gerekse özel sağlık kuruluşlarının hizmetlerine kolayca erişilebilir olması bu ülkelere hedef kitle gözüyle bakmamızın önüne geçer.
Afrika ve kuzey Asya ülkeleri de benzeri şekilde sağlık hizmetlerine erişimin çok zorlu olduğu coğrafyalardır. Bu nedenle biz sağlık turizmi içinse o yaparken bu ülkelerden hasta geleceğini kabul edebiliriz. Çünkü örneğin Kazakistan sağlık sistemi, kimi sağlık hizmetlerinin alınamaması gibi bir durumun da ortaya çıkmasına sebep olur. Buradaki hastalar sağlık hizmeti almak istediklerinde yurtdışını tercih etmek durumunda kalacaktır. Fiyatları ve kalitesi dikkate alındığında Türkiye bu ülkelerin insanlarının ilk tercihi olacaktır.
- Türkiye hakkında yaklaşımı
Hedef kitle olarak belirleyeceğimiz ülkenin Türkiye hakkındaki yaklaşımı son derece önemlidir. Özellikle ezeli düşmanlık gibi güdüleri bulunan milletlerin ülkemizden sağlık hizmeti alması beklenmez. Bununla birlikte hükümetler tarafından toplumların yönlendirilmesi nedeniyle bazı milletlerin ülkemizi genel olarak ziyareti daha kısıtlıdır. Tüm dünya ile iyi geçinmeye çalışan bir millet olsak dahi kimi milletlerin pazarlama hedef kitlemiz içerisinde bulunmadığını kabul edebiliriz. Bu rasyonel yaklaşım, doğru yatırımları yapmamızı sağlayacaktır. Bu nedenle pazarlama yapacağımız nelerin vatandaşlarının bizi nasıl gördüğünü çok iyi değerlendirmek gerekir.
Zaman zaman olumsuzluklar yaşanıyor olsa da hedef içerisine Avrupa ülkelerine doğal olarak dahil ederiz. Bununla birlikte arap ülkeleri de kültürel yakınlıklar nedeniyle bizi daha çok tercih eder. Bu coğrafyada yer alan İsrail örneği ise çarpıcı özelliklere sahiptir. İsrailliler Türkiye’ye pozitif bakar ve tedavi için bizi yaygın biçimde tercih eder. Ülkenin sınırlı insan gücü ve teknik altyapısı nedeniyle pek çok İsrailli Türkiye’yi tedaviler için sıkça ziyaret eder.
İlgili dilde çalışmayı yapamayacaksınız o dili seçmeyin!
Sağlık turizmi SEO operasyonlarında, hedef ülkenin dilinde web içeriği yayınlayabiliyor olmanız gerekir. Hedef ülkenin ana dilinde internet siteleri ve/veya sosyal medya hesapları inşa edemiyorsak, zaten SEO yapmaktan söz edemeyiz. Örneğin; Makedonya’da öne çıkmak ve buradan hasta getirmek istiyorsanız, Makedonca bilen ve size içerik sağlayabilen personellere ya da çözüm ortaklarına ihtiyacınız vardır. Bunun gibi, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Almanca, Felemenkçe, Portekizce, İsveççe, Norveççe, Fince, Rusça, Arapça, Çince, Japonca ve hedeflediğiniz diğer ülkelerin dillerinde içerik sağlama kapasiteniz öncelikle var olmalıdır.
Yani sözün özü, bir arabanız yoksa yarışa katılamazsınız. Türkçe içerikleri doğrudan çevirmek veya İngilizce olarak tüm dünyaya sunum yapabileceğini düşünmek de yarışa başkasının arabasının arkasına asılarak katılmak gibidir. Bu şekilde sonuç elde etmek mümkün değildir.
2013 yılında Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Ziraat Bankası projelerinde ve ağırlıklı olarak sağlık sektöründe hizmet verdim. Şu anda Collified Reklam Ajansı’nın kurucu ortağı olarak Avrupa’daki pazara yönelik çalışan firmalara veri tabanlı dijital pazarlama hizmeti sunuyorum.